Su deposunda çalışan bir işçidir Joko. Her sabah yaptığı gibi uyanır ve işine doğru yola koyulur. Birden sırtına biri atlar ve kendisini istediği yere götürmesini söyler Joko’ya. Reddeder Joko bu isteği ve kurtulur ondan. Sonra başka biri daha, sonra başka biri daha…
Aslında bu durumla karşı karşıya kalan sadece Joko değildir. Su deposunda çalışan diğer işçi arkadaşları da bu durumla karşılaşmışlardır. Ancak onlar, Joko gibi çok düşünmemişlerdir durumu. Sırtındakilerin paraları ve güzellikleri onları etkilemiştir.
Oysa yakışır mı böyle, başka bir insanı sırtında taşımak “insanlık onuru”na? “Çok parası olsa da insanın olmasa da ne fark eder ki onur duygusu yoksa?”
Joko dışındaki herkes başkalarının sırtlarında gezinenleri taşımaya devam ederler. İlerleyen günlerde, Joko’nun sorgulama süreci yerini uyum sürecine bırakır. “Güçlüler kendilerini güçsüzlere taşıtırsa, üstelik bir de çok para verirse, belki taşır güçsüzler güçlüleri sırtında.”
Roland Topor, 1969 yılında kaleme aldığı Joko’nun Doğum Günü’nü (Joko’s Anniversary), 1989’da oyunlaştırır. Oyun yazarı, ressam, şair, yönetmen, film yapımcısı Topor’un gerçeküstücü ustalığını yansıttığı eserlerden biri olan oyun, Mine G. Kırıkkanat’ın çevirisiyle ve Ersin Umut Güler’in yönetmenliğinde Yolcu Tiyatro tarafından sahneleniyor.
Ezen-ezilen, boyun eğen-direnen, güçlü-güçsüz, satın alan-satın alınan, sorgulayan-sorgulamayan gibi zıtlıkların başarılı bir şekilde irdelendiği oyun, “İnsan, insanı taşımalı mıdır sırtında?” sorusuna cevap arıyor.
Oyun, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında; Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi, Barış Manço Kültür Merkezi’nde ve Pulcherie sahnelenecek.
Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 35. Sayısında Yayınlanmıştır.