2015 yılında Anarşist Kadınlar olarak düzenlediğimiz “Jinekolojinin Erkek Tarihi” etkinliğinde tanışmıştık Anarcha, Lucy ve Betsey ile. Etkinliği birlikte gerçekleştirdiğimiz, Katalonya Ca La Fou kooperatifinden gelen Klau, Anarchagland adlı bir projede yer alıyordu. Klau etkinliğin ardından yaptığımız röportajda hayatları işkencelerle geçen bu kadınların adlarının unutulmaması ve vajinadaki salgı bezlerinin onların adıyla anılması için çalıştıklarından bahsetmişti. Çünkü tarih işkenceci doktoru değil bu kadınları hatırlamalıydı.
Onlar jinekolojinin erkek tarihinde görünmez kılınan, rızası alınmadan üzerinde deneyler yapılan, yıllar boyunca anestezi uygulanmaksızın defalarca kesilip biçilen köle kadınlardı. “Jinekolojinin babası” diye bilinen bu adam yıllarca bu kadınlar üzerinde yaptığı deneylerde kendi yöntemlerini ve cerrahi araçlarını geliştirmiş, yaptığı deneyler başka doktorları ve öğrencilerini de dahil ederek bu kadınları birer inceleme nesnesine dönüştürmüştü. Bütün bu yaptığı deneyleri notlar halinde saklaması, bu işkencelerin kendi ağzından itirafı niteliğinde. Ne var ki bu birinci ağızdan itiraf bile bu adamın “saygınlığını” ortadan kaldırmaya yetmemiş, yetmiyor.
Geçtiğimiz ay Amerika Charlottesville’de kaldırılan “general heykeli” geriliminin ardından yaşanan ırkçı saldırılar, başka eyaletlerde de ırkçı sembollerin tartışılmasının önünü açtı. Bu sembollerden biri de bu işkenceci doktorun heykeli. Amerika’da hem Alabama, hem Güney Carolina hem de New York’ta yer alan heykellerin kaldırılması için bir süredir afişler yapılıyor, eylemler düzenleniyor. Özellikle New York’ta ki heykelin, yoğunlukla Afro-Amerikalı ve Latin Amerikalıların yaşadığı bir bölge olan Doğu Harlem’de olması birçok kesimden tepki alıyor. 2007’den bu yana heykelin kaldırılması için eylemler yapan Harlemli kadınlar, geçtiğimiz haftalarda da yine heykelin üzerine kırmızı boya atarak Anarcha, Lucy, Betsey ve ismi bilinmeyen diğer köle kadınları temsil eden kanlı elbiseler giyerek eylemler gerçekleştirdiler. Bu süreçte Doğu Harlem Koruması, Doğu Harlem Mahalle Kurulunun ve Carolina Belediyesi’nin de dahil olduğu; Harlem’deki Alabama ve Güney Carolina’daki heykellerin hepsinin birlikte kaldırılması için ortak çalışmalar da yürütülüyor.
Bu işkenceci doktorun ve daha birçoğu benzeri uygulamanın yer aldığı “Medical Apartheid” (Tıbbi Irkçılık) kitabının yazarı Harriet Washington da Harlem’deki heykelin kaldırılması için aktif olarak mücadele edenlerin arasında. Birçok röportaj veren ve birçok programa katılan Harriet, “Irkçılığın bütün sembolleri tamamen ortadan kalkmalı” diyor. Amerika’da, Güney Carolina Miras Yasası gibi yasalar, -90 gün gözden geçirme süresi- prosedürler, bu heykellerin derhal kaldırılmasının önüne geçiyor olsa da bu heykelleri koruyanların ve onların sembolize ettiklerini savunanların karşısında mücadele edenler hep olacaktır. Bu adamların isimleri bedenlerimizden ve belleklerimizden, cisimleri yaşam alanlarımızdan silinene kadar Katalonya’dan Amerika’ya kadar her yerde kadınların mücadelesi de sürecektir.
Geçmiş röportaj için: https://meydan1.org/gundem/2015/03/roportaj-jinekolojinin-erkek-tarihi-bedenlerimizi-isgal-ederse/
Özlem Arkun
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 40. sayısında yayınlanmıştır.