Sigara mı İçiyorsunuz? 1 Dakika Nefesinizi Tutun… Bu His Kalıcı Olabilir

Öksürük,balgam ve nefes darlığı mı yaşıyorsunuz? Merdiven çıkarken veya hızlı yürürken nefes nefese kalıyor hatta nefessiz mi kalıyorsunuz? En önemlisi bir de sigara mı içiyorsunuz? Farkında değilsiniz ama KOAH olabilirsiniz.

Eczacılar Birliği (TEB) tarafından hazırlanan broşürlere göre KOAH’ın ( Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) en önemli tetikleyicisi sigara içmek. Broşürde sigara içenlere KOAH şöyle tarif edildi : “Sigara içiyorsanız 1 dakika nefesinizi tutun. İşte bu his sizin için kalıcı olabilir.” TEB aynı zamanda coğrafyamızda 40 yaşının üstündeki her 5 kişiden birinde KOAH olduğunu ancak her 10 KOAH hastasından sadece 1’inin doktorlar tarafından tespit edildiğini belirtti.

TEB KOAH’ı ve diğer sebeplerini de şöyle anlattı ” Sigara kullanımı, hava kirliliği, iş ortamında kimyasal maddelere ve tozlara maruz kalma, genetik, yaş ve cinsiyet, kapalı alanda tezek, odun, çalı çırpı gibi bitki artıkları ile ısınma ve yemek pişirme KOAH’ın gelişmesinde rol oynayan unsurlardır. Akciğerlere hava taşıyan nefes borularında (bronşlarda) veya bu boruların sonunda yer alan hava keselerindeki hasar sebebi ile akciğerler görevini yeterince yapamaz. Bu durum öksürük, aşırı balgam çıkarma, nefes darlığı gibi sonuçları doğurur. Tedavi edilmezse, vücudun oksijensiz kalması pek çok ciddi rahatsızlığın gelişimine sebep olur. KOAH’ın akciğer ve hava yollarında meydana getirdiği bazı hasarların tedavisi mümkün değildir. Ancak hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, gerekli tedbirler o kadar erken alınabilir ve akciğerlerin daha fazla hasar görmemesi için hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. 40 yaş üstü kişilerde sık rastlanan bir hastalık olmakla birlikte maalesef hastaların büyük kısmı hastalıklarının farkında değildir. Özellikle sigara içen kişiler öksürük, balgam çıkartma gibi şikâyetlerin sadece sigaradan kaynaklandığını düşünerek, bu şikâyetleri önemsemedikleri için bu hastalara teşhis geç konulmakta ve bu süreçte hastalar akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını kaybetmiş olmaktadırlar.”