15 Temmuz şaibesi fırsat bilinerek ilan edilen OHAL sonrası çıkarılan KHK’ler toplumsal yaşamı baskılamaya devam ederken, çıkarılan her KHK ile devlet tarafından artırılan bu baskının tahkim edilmesi amaçlanıyor. Bugün çıkarılan iki yeni KHK ile devlet bu baskısını artırarak sürdüreceğinin işaretlerini verirken, 696 sayılı KHK devletin, var olan toplumsal kutuplaşmayı iç savaşa evriltme potansiyelini de açığa çıkardı.
Söz konusu KHK ile düzenlenen ilgili maddeye göre “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden” kişi ya da kişiler herhangi bir ceza almayacak.
İç savaş hazırlığı olarak da yorumlanan maddeye göre devlet, 15 Temmuz şaibesine gönderme yaparak, tartışmaya açık bir ifadeyle, herhangi bir eylemi 15 Temmuz’un “devamı niteliğinde” olarak nitelendirebilecek. Bu eylem, “kalkışma” olarak yorumlanırken, “bastırılmasında” kolluk güçleri ile birlikte hareket ederek cinayet işleyen para-militer çetelerin de cezai bir sorumluluğu olmayacağı gibi, askerlikten muaf tutulmaları da öngörülüyor.
1 Kasım 2015 seçimleri sonrası, hendek sürecini de bahane eden devlet, “terör” tanımını oldukça muğlak tutarak, ucu açık hale getirmişti. Bugün çıkarılan KHK’nin ilgili maddesi ile devletin, hangi eylem ya da eylemleri “terör” tanımına sokarak 15 Temmuz’un devamı şeklinde yorumlayacağı şimdilik soru işareti.