Genç İşçi Derneği (GİDER), geçtiğimiz yıl AVM’lerde çalışan genç işçilere yönelik bir anket çalışması yapmıştı. Yapılan anket çalışmasının sonuçları muhalif basın da olduğu kadar ana akım basında da gündem edilmişti. Genç İşçi Derneği (GİDER), bu yıl yeni bir anket çalışması daha yapıyor; bu kez üniversiteli genç işçilere yönelik. Bizler de Meydan Gazetesi olarak yapılan anket çalışmaları hakkında GİDER ile sohbet ettik.
Meydan Gazetesi: Anket çalışmanız için neden bu kez üniversiteleri seçtiniz, neyi amaçladınız?
GİDER: Üniversitede okuyan, bir işte çalışan ya da çalışmayan -nüfusun %16,3‘ünü oluşturan- gençler; patronların ucuz iş gücü, geçici işçi, vasıfsız eleman olarak gördüğü, genç oldukları için en ağır işleri yükledikleri, hatta “ayak işlerini” yaptırdıkları kesimdir. Bir saatte yapılan bir işi yarım saatte bitirebilecek dinamiklikte oldukları için hep daha fazlası istenir genç işçilerden. Ne yapsa, ne kadar çalışsa da patronlar beğenmez işini. Çünkü senin gibi işçi olmak (iş bulmak) isteyen, “sırada bekleyen çok”. Bu yüzden hep en iyisini yapmak “zorundasın”. Sıkıntın sadece bu da değil. Hem okula gidiyorsun, hem harçlığını çıkarmaya çalışıyorsun; bunu elbette kimse gözetmiyor. İşe birazcık geç kalsan kesiyorlar yevmiyenden. Bunu yaparken de kovulmadığın için minnet etmeni bekliyorlar.
Anket çalışmamız sürüyor ama şimdiden çok fazla veri elde ettik. Topladığımız veriler bizi çok şaşırtmadı, aynı şeyleri yaşadığımız için anketi cevaplayan arkadaşların çoğu bizim düşüncelerimizi yansıtıyor: “Kendimize vakit ayıramıyoruz ve çok yoğun çalıştırılıyoruz.” Bunlar en büyük sorunlarımız. Zamanımızı sattığımız patronlar, şefler bizleri “daha verimli” kullanabilmek için vardiyaları en yoğun saatlere programlıyorlar. Aslında herkes bunun farkında. Bu yapılan o kadar meşru görülüyor ki; kimse ses çıkaramıyor, çözüm üretemiyor.
Biz de bu anket ile önce bir durum tespiti yapmak istedik. Neden üniversite? Kendimizden yola çıkarak bu anketi yapmaya karar verdik. Aynı sorunları yaşadığımız ve aşmaya çalıştığımız için, çözümleri de birlikte yaratmayı amaçladık.
Daha önceki anket çalışmanızı AVM’lerde gerçekleştirmiştiniz. Bu tercihinizin sebebi neydi peki?
AVM’leri seçmek çok zor olmadı aslında, zaten hepimizin aklında varmış; kolektif şekilde alınan bir karardı. Tüketim çılgınlığıyla kendini kaybetmiş tüketicileri ve çalışmaktan kendini kaybetmiş işçileri varken, en uygun yerlerden biriydi AVM’ler.
AVM’de mağazası olan her şirket, kurumsal kimliğiyle hareket ediyor. Ve kendi ürettikleri sistemde yollarını buluyor, işçiyi nereden nasıl sömüreceklerini profesyonelce biliyorlar. Her şey prosedürüne uygun işliyor yani.
AVM’lerde çalışan biz genç işçiler de “maaşım günü gününe yatıyor, sigortam kesintisiz ödeniyor, vardiyalarımı ayarlayabiliyorum” diyerek yapılan adaletsizlikleri görmezden gelebiliyoruz. İşe başlarken iş tanımında olmayan işler bize yaptırılmaya çalışılıyor ve bu durum olağanmış gibi gösteriliyor ama değil.
İşçi sayısının fazla olması da AVM’leri seçmemizin sebeplerinden biriydi. Bir anda birçok kişinin sorununu dinleyip dertlerinin ortağı olmak ve çözüm arayışına girmek nihai amacımızdı.
Anket sonuçlarınız ana akım ve muhalif medyada oldukça fazla ilgi gördü. Sanki böyle bir şeye ihtiyaç varmış. Siz de böyle düşünüyor musunuz?
Evet, böyle bir ankete ihtiyaç vardı. Yeni anketimize de aynı şekilde ihtiyaç var. Her yıl genç nüfusun yükselmesi için hamleler yapılıyor, daha fazla ucuz iş gücü ve sömürü istiyorlar. Yeni iş alanları açıldığı söyleniyor, TÜİK’in açıklamalarında istihdamın %44 arttırıldığı açıklanıyor, ama genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı %20’ye yükseliyor ve her geçen gün yükselmeye devam ediyor. istihdam, iş gücü, işsizlik gibi bilgilere ulaşabileceğimiz neredeyse tek adres TÜİK, medya da TÜİK’in bilgilerini kullanıyor. Neden TÜİK’in tutarsız bilgilerine mahkum kalalım, doğru bilgiye ulaşmayalım, bu bilgileri yaymalım ki? İşte böyle başladık anket çalışmalarına.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bütün arkadaşlarımızı adaletsizliklere karşı birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Hepimiz mobbinge, düşük ücrete, yoğun işe maruz bırakılıyoruz. Derdimiz ekmeğimizi kazanırken adaleti bir kenara koyanlara karşı adaleti savunmak, birlikte mücadele etmek ve yaşadığımız bütün sıkıntılarımıza birlikte çözümler yaratmak.
Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 42. sayısında yayınlanmıştır.