“İçeri dışarı birbirine girmiş. Her gün sayfa sayfa adliye haberleri okuyoruz. Yazmaktan tereddüt duydum. Acı çeken insanları görünce zoruma gidiyor kendimden bahsetmek. Ama benim davam sadece benim davam değil aslında. Buna inanıyorum…”
Bu cümleler, devrimci anarşist tutsak Umut Fırat Süvarioğulları’nın gazetemize yolladığı 10 sayfalık mektubunun son satırları. Çeyrek yüzyıllık tutsaklığının, kurmaca bir oyun gibi planlanan yargılamasının, maruz bırakıldığı baskının, tehdidin ve 25 yıllık işkencenin özeti…
Umut Fırat Süvarioğulları, gerçekleştirmemiş olduğu eylemlerden dolayı 2 Eylül 1994 tarihinden bu yana tutsak. Duvarlara slogan yazma ve bildiri dağıtma gibi “suç”lar sebebiyle, çeyrek yüzyıldır özgürlüğünden yoksun…
Umut Fırat Süvarioğulları tarafından yargılama aşamasında reddedilen ifadeler, yanında avukat olmaksızın, işkence ile alınmıştı. Nitekim ifade tutanaklarında imzası olan polislerden birkaçı, daha sonra “işkenceyle adam öldürme”den de suçlu bulunmuştu. Tutsaklığının sebebi olan dava dosyasındaki deliller sadece sanıkların soruşturma aşamasındaki ifadelerine, ifadelerin alındığı sırada çekildiği iddia edilen video kaydına ve polis tarafından çizilen krokilere dayandırıldı. Başka hiçbir delil yoktu; ne bir görgü tanığı ne de işkence altında alınan ifadelerden başka bir şey…
Bunlar ve başka birçok hukuksuzlukla hakkında yapılan yargılama sonucunda, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 12.08.1998 tarihinde verdiği kararla “vatan topraklarından toprak bölmeye yönelik olarak eylem gerçekleştirmek” suçlaması ile Umut Fırat, müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Kesinleşen ceza daha sonra Umut Fırat’ın avukatları tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındığında; AİHM, mahkeme heyetinde askeri hâkim olması dolayısıyla diğer başvuru sebeplerini incelemeye gerek dahi duymadan “adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği”ne kanaat getirdi.
Ancak gözaltı, yargılama ve tutuklama süreçlerinde işletilen hukuksuzluk, AİHM kararı sonrası da sürdü ve yargılamanın yenilenmesi prosedürü işletilmedi. Avukatlar talep etti, mahkeme reddetti… Defalarca yaşanan bu durum sonunda, bir kördüğüme dönen yeniden yargılama talebi kabul edildiğinde, Umut Fırat ilk kez 07.04.2016 tarihinde mahkemeye çıktı. Bir kurmaca sonucu tutuklandıktan ancak 22 yıl sonra…
Yeniden yargılamanın ilk duruşmasından beri görülen her duruşmada, tahliye talebi tekrar edilse de, mahkeme talebi reddetmeyi sürdürdü. Kararın açıklanacağı duruşma ise 19 Ekim 2018 tarihine ertelendi. Artık varlığı dahi söz konusu olmayan Devlet Güvenlik Mahkemeleri tarafından “hukuksuzca” işletilen bir yargı süreci ve verilen kararın “hukuksuzluğu” gözler önündedir! AİHM tarafından bile “adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği” bu tutukluluk hali devletin sözde adalet sisteminin resmidir! Bu uygulamanın hiçbir tutarlı dayanağı yok. Bu uygulama sonlandırılmalı, Umut Fırat Süvarioğulları özgürlüğüne kavuşmalıdır!
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 46. sayısında yayınlanmıştır.