Mermer Ocağı Şirketlerine Karşı Mücadele Ettiler: Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu Katledileli Üç Yıl Oldu

Hiç korkmuyor musunuz? Karşınızdakilerin kim olduğu ve ne kadar güçlü oldukları belli / Hayır korkmuyorum. Çünkü karşımdaki güçlü değil. Haklı olan güçlüdür. Haksız olan güçsüzdür. Biz güçlüyüz. Ben böyle inandığım için kendimi güçlü hissediyorum. Haklı olan biziz!” Ali Ulvi Büyüknohutçu

Mermer Ocağı şirketlerine karşı mücadeleleriyle tanınan Aysin-Ali Ulvi Büyüknohutçu Antalya’nın Finike ilçesinde, yaşadıkları dağ evinde 9 Mayıs 2017’de katledilmişlerdi. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun katili Ali Yumaç, savcılık ve mahkeme ifadelerinde, kapatılan mermer ocağında çalışan ‘Çirkin’ lakaplı kişinin cinayetler için 50 bin TL teklif ettiğini, 3 bin TL’sini ödediğini söylemişti. Katil, ifadesinde Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun hukuki mücadelesi sonucu  kapatılan  mermer ocağı şirketini cinayetin azmettirici olarak göstermişti. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu,  asırlık sedir ve çam ağaçlarının da bulunduğu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı bölge halkının da desteğiyle yaklaşık 6 yıldır  mücadele ediyordu.

Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Bartu Mermer adlı şirketin, cinayetten 9 ay sonra mermer ocağı kapasite artışı ve kırma eleme tesisi projesiyle ilgili yaptığı başvuru sonucunda hazırlanan ÇED raporunu yayımladı. Raporda, Alacadağ Mahallesi’nde 150 hektarlık ruhsat sahasının 65.76 hektarlık kısmında kapasite artışı planlandığı belirtildi.

Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun katili Ali Yamuç, can güvenliği sebebiyle getirildiği Alanya Hapishanesi’nde kısa bir süre sonra ölü bulundu ve “intihar ettiği” açıklandı. Yamuç’un hapishanede ölü bulunduğu gün de Fethiye Hapishanesi’ne naklini istediği dilekçesi ortaya çıktı. Dava sürecinde de, Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun telefon görüşme kayıtları, taleplere rağmen incelenmemiş, komşuları ve davada ismi geçen kişilerin de ifadeleri alınmamıştı. Tüm bu gerçekler ve “karartılan” tablo ışığında 9 Mayıs 2017’de yaşanan olay, içinde bulunduğumuz dönemin ekolojik talan politikalarına uygun olarak, faili şirket-devlet cinayetiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Kaynak: Patika Ekoloji Kolektifi