Çorum’da 1980 yılının 29 Mayıs ve 4 Temmuz tarihlerinde devlet destekli sivil faşist gruplar tarafından gerçekleştirilen katliamlarda çoğunluğu Alevi olmak üzere 57 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.
Bugün Çorum’da gerçekleştirilen basın açıklamasında, 40 yıl önce katledilenler anıldı. Gazete Duvar’dan Eylem Yılmaz’ın haberine göre, Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından gerçekleştirilen anma Kadeş Meydanı’nda yapıldı. “Çorum Katliamı’nı Unutmadık, Unutturmayacağız” sloganının yazılı olduğu pankartın açıldığı anmada yapılan konuşmalarda, katliamın insanlık tarihine kara bir leke olarak düştüğü dile getirildi.
Çorum’da 40 Yıl Önce Ne Olmuştu?
Çorum’da mayıs ayı boyunca devlet bürokrasisi tarafından yapılan atamalar, kente yönelik bazı planların masaya konulduğunun işaretlerini vermişti. Emniyet müdürlüğüne, daha önce Dersim’de görev yapmış bir ismin, valiliğe dönemin iktidar partisi AP’ye (Adalet Partisi) yakın Rafet Üçelli’nin, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ise bir MHP’linin atanması bu işaretlerdendi. Dönemin iktidarı ise, AP azınlık hükümetine muhafazakar (MSP) ve milliyetçi (MHP) sağ partilerin destek vermesi nedeniyle 1. ve 2. Milliyetçi Cephe (MC) hükümetlerine atfen “kerhen MC” olarak adlandırılıyordu.
27 Mayıs’ta eski bakan Gün Sazak’ın devrimciler tarafından öldürülmesini bahane eden faşist gruplar kentte provokasyona başladılar. Ancak Çorum’da faşistlerin provokasyonu, günler öncesinden, 19 Mayıs törenlerinde kadın öğrencilerin kıyafetlerinin etek boyu bahanesiyle dağıtılan tehdit bildirileri ile başlamıştı.
28 Mayıs’ta Çorum’un en işlek caddesinde faşist gruplar, “Kanımız aksa da zafer İslamın”, “Kana kan, intikam” sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler ve cadde üzerinde bulunan, devrimci olduğu bilinen kişilere ait iş yerleri tahrip edilmeye ve yakılmaya başlandı. 29 Mayıs’ta provokatif yürüyüşler “Kana kan, intikam” sloganlarıyla sürdü. Saldırılar, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Milönü Mahallesi’ni hedef aldı. Burada yaşayan Alevi ve devrimciler mahallenin etrafına barikatlar kurdu.
30 Mayıs’ta devrimcilerin barikatlar kurması sonrası faşistlerin provokasyonu durduruldu. Ancak valinin “kaldırın” emri verdiği barikatları yıkmak için saldıran polis panzerinden açılan ateşle hamile bir kadın ve bir öğretmen yaşamını yitirirken, yaşlı bir kadın panzerin altında kalarak yaralandı ve daha sonra o da kaldırıldığı hastanede yaşamını yitrdi. Süleyman Ateş isimli bir öğrenci de panzerin ateşiyle yaralandıktan sonra, götürüldüğü SSK hastanesinde işkenceyle katledildi.
Katliamın ikinci dalgası ise 4 Temmuz’da başladı yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğu da bu evrede katledildi. Yaşanan bu ikinci provokasyonda ise TRT’nin yaptığı bir haber de etkili oldu. TRT, “Çorum’da Alaaddin Camii’ne patlayıcı madde atılması ve dışarıdan ateş açılması ile olaylar başladı.” haberini aralıklarla sık sık verdi. Alaaddin Camii’ne bomba atıldığı iddiası, camilerin hoparlörlerinden kente duyuruldu, cihat çağrısı yapıldı ve suların zehirlendiği iddiası yayıldı. TRT’nin Çorum muhabiri, böyle bir haber vermediğini, haberi bir polisin yaydığını söyledi.Haberi yayan polisin kim olduğu ortaya çıkarılmadı.