Kayseri Hapishanesi’nde Ayakta Sayım Dayatması

Kırşehir Hapishanesi’nde “ayakta sayım” dayatmasına karşı açlık grevinde olan tutsaklar, sevk edildikleri Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde de aynı dayatmaya maruz kaldı. 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukatlardan oluşan heyet, geçtiğimiz hafta Kayseri T1, T2 ve Kadın Kapalı hapishaneleriniş ziyaret etti. Heyet, ziyaret sırasında tutukluların yaşadığı hak ihlallerini raporlaştırdı.

Kırşehir Hapishanesi’nde süresiz-dönüşümlü açlık grevinde olan tutsaklar, Kayseri Hapishanesi’ne sevk edilmelerinin ardından açlık grevini sonlandırmıştı.

Tutsakların, 15 Eylül’de sevk edildikleri Kayseri Hapishanesi’nde karantina koğuşunda tutuldukları ve ayakta sayım dayatmasına maruz kaldıkları belirtildi.

Kayseri T1, T2 ve Kadın Kapalı cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri şöyle:  

1 NOLU HAPİSHANE  

15 Eylül’de Kırşehir Hapishanesi’nden sevk edilen Feyyaz Gülsoy ve 3 kişi, cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz kaldı. Çıplak aramayı kabul etmeyen tutsaklara hücre cezası verildi.

Tutsakların ayakta sayım vermesi dayatılıyor, kabul etmeyen tutsaklar gardiyanlar tarafından darp edilerek, ayağa kaldırılıyor.  

Kırşehir’den sevk edilen tutsaklar 15 Eylül’den bu yana karantina hücrelerinde tutuluyor.

Tutsaklara Yeni Yaşam, Birgün, Evrensel gazeteleri verilmiyor.

Aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinde kişilerin isimlerini söyleyerek konuşmaları dayatılıyor. Kabul edilmediği takdirde aileleri ile iletişimleri engelleniyor.

Hapishanede verilen yemekler kötü, bulgur ve makarna dışında yemek verilmiyor.

Karantina hücrelerinin güneş görmediği belirtilirken, spor faaliyetlerine izin verilmiyor.

Tutsaklar ‘sizi yakmak lazım’, ‘bayrağını seven insanlar olsaydınız aslında 4 kişi olduğunuz için sizi ayağa kaldırmazdık’ gibi sözlerle tehdit ediliyorlar.  

T2 NOLU HAPİSHANE

Mektuplar gönderilmiyor, istenilen gazeteler tutuklulara verilmiyor.

KADIN KAPALI HAPİSHANESİ

Ortak etkinliklere izin verilmiyor.

10 kitap kotası uygulanıyor. Kürtçe kitaplar ise 4-5 ay sonra veriliyor.

Hasta tutsakların hastaneye götürülmesinde sıkıntılar yaşandığı, kelepçeli muayene dayatıldığı ve sağlık çalışanları tarafından kötü yaklaşımlara maruz kaldıkları belirtildi.

Meclise, sivil toplum kuruluşlarına, örneğin İnsan Hakları Derneği’ne yazdıkları mektupların içeriğinde cezaevi koşulları ile alakalı şeyler yer aldığı zaman; ‘doğru bulunmayan ibareler içermesi’ sebep gösterilerek el mektuplara el konuluyor.

Kantin fiyatlarının aşırı pahalı olduğu, ayrıca yalnızca bir priz kullanmalarına rağmen her ay 250 TL kadar elektrik faturası geldiği aktarıldı.

Kaynak: MA