Cumartesi Anneleri, 2018 yılında 700. hafta buluşmasında Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları anmada ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri’ kanuna muhalefet ettikleri gerekçesiyle yargılanıyor. Cumartesi Anneleri’nden 46 kişi yarın hakim karşısına çıkacak.
Gazeteci ve kayıp yakını Faruk Eren ile faili devlet cinayetiyle katledilen Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe, ilk duruşma öncesi yargılamaya giden süreci ve iktidarın tutumunu t24’ten Murat Sabuncu’ya değerlendirdi.
Mahkemede hakimlere “Önce abimi verin, sonra yargılayın’’ diyeceğini söyleyen Faruk Eren, 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen ilk isimlerden biri olan abisinin (Hayrettin Eren) akıbetini mahkemede de sormaya devam edeceğini söyledi.
Gözaltında katledilen Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren 2019 yılında yaşamını yitirdi.
Yapılan yargılamanın bir itiraf niteliğinde olduğunu ifade eden Faruk Eren, ‘’Devlet aslında bize, Galatasaray’da İnsan Hakları Derneği’nin önünde saldırarak biz bu kayıpların failiyiz dedi. Bu yargılama ve bize yönelik saldırılar bunun itirafı. Ama hesap etmedikleri bir şey var. Kayıp yakınları bu mücadeleyi başlattıklarından beri defalarca gözaltına alınıp işkence gördüler ama vazgeçmediler. ‘Çocuğumun kemiklerini verin’ diyen anneler var. Bu insanları neyle sindirebilirsiniz?’’ diye konuştu. Eren, ‘’Galatarasay Meydanı’nda ne soruyorsak, mahkemede de aynısını soracağız’’ dedi.
Faruk Eren kayıp yakınlarından özür dilenmesi gerekirken iki yıl sonra dava açıldığını ve üç yıl hapis istemiyle yargılandıklarını söyledi. İddianamede ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganının dahi suç olarak gösterildiğini belirten Eren, iktidarın 700. haftada toplanacak olan kalabalıktan ürktüğünü belirterek o gün yaşananları şöyle anlattı:
“700. hafta çok kalabalık olacaktı. Biz de erken gittik. Henüz saat 10.00’du. Gider gitmez her hafta etrafımızda olan, tanıdığımız polisler eyleme izin verilmediğini söyledi. Biz de ‘nasıl olur her hafta yapıyoruz’ derken saldırıya başladılar. Ve orada Emine Ocak’ı gözaltına aldılar. Sonra vazgeçtiler ama darp edildi insanlar, plastik mermeriler, gaz bombası atıldı. İnsanlar yaralandı, dövüldü ve sonuçta 50 kişiye yakın insan gözaltına alındı.
Ve bir daha bizim Galatasaray Meydanı’nda toplanmamıza izin verilmedi. En son salgının başlamasıyla kendi irademizde ve hem de kayıp yakınlarının yaşlarının ileri olması nedeniyle sosyal medyadan eylemlerimizi sürdürüyor ve her hafta Galatasaray Meydanı talebimizi dile getiriyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz.’’