Suriye Dokümantasyon Merkezi’nin web sitesinde yer alan bir haberde Suriye’nin Hama vilayeti kırsalında üslenen Nusra çetesi mensuplarına kimyasal başlıklı füze verildiği iddia edildi. Suriye Dokümantasyon Merkezi kaynakları söz konusu sevkiyatın İdlip’ten Hama kırsalındaki “Al-Ghab Ovası” bölgesine yapıldığını belirtti.
Haberde, söz konusu füze sevkiyatıyla Hama kırsalındaki Suriye Arap Ordusu pozisyonlarına saldırı düzenlenme olasılığının yanı sıra, daha önce pek çok “kimyasal ve biyolojik saldırı” mizanseninde sahneye çıkan Beyaz Baretler adlı STK (!) üzerinden benzer bir “kimyasal saldırı” senaryosunun hayata geçirilme ihtimalinden söz ediliyor.
Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’da da yer alan iddiaya göre, “Beyaz Baretler” TSK tarafından klor ve sarin gazlarını içeren savaş başlıklarıyla donatılarak Nusra’ya teslim edilen en az 25 füzeyi 8 ambulansla Al Ghab bölgesine taşıyor. Haberde füzelerin, onları taşıyan tırların İdlip kırsalındaki TSK üssünden alınarak yoğun güvenlik önlemleri altında şehir içindeki Beşeri Tıp Fakültesi’nde bulunan Nusra deposuna bırakıldığı belirtiliyor. Kaynaklar, füzelerin taşınması sürecinin 2 doktor tarafından denetlendiğini ifade etti. Doktorlardan birisinin Nusra’dan olduğu, ikincisinin ise TC istihbaratı tarafından planı uygulamak üzere görevlendirilen bir Tunuslu olduğu iddia edildi.
Haberde adı geçen cihatçı terör çetesi El Kaide bakiyesi “Nusra’nın” , İdlip’i büyük oranda kontrolü altında bulunduran Heyet Tahrir eş Şam (HTŞ) olduğu düşünülüyor. HTŞ’nin Ankara ile MİT üzerinden temas halinde olduğu iddiaları sıklıkla gündeme geliyor. Bu temas, Ekim 2016’da Halep’in cihatçı çetelerden temizlenmesi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “…Putin ile Halep’i konuştuk. Saat 22.00 itibarıyla orada hava bombardımanlarını durduklarını ifade ettiler. Nusra’nın orayı terk etmesi noktasında kendilerinin ricaları oldu. Arkadaşlarımıza bu konuda gerekli talimatı verdik..” sözleriyle de doğrulanmıştı.
Suriye Savaşı’na devletlerin askeri müdahalesi için çeşitli mizansenlere imza atan ve Nusra ile bağlantıları ortaya çıkan Beyaz Baretler adlı STK’nin (!) Batı devletleri ile olan ilişkisi, 24 Nisan 2018’de dönemin İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun açıklamasıyla doğrulanmıştı. Netanyahu, Şam’ın Doğu Guta banliyösündeki çatışmalar sırasında Beyaz Baretler’in tahliyesi için ABD Başkanı Donald Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve başka liderlerin kendilerinden ricada bulunduğunu söylemişti. ABD’nin 2003’te Irak’a yönelik saldırısında kamuoyu tarafından bilinmeye başlanan askeri şirket Blackwater’ın temsil ettiği “sert gücün” aksine Batı devletlerinin “yumuşak gücü” olarak tanımlanan Beyaz Baretler’in kurucusu eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier Kasım 2019’da İstanbul’daki evinin yakınlarında ölü bulunmuştu.