Tunus’ta Bin Ali rejimi devrildikten sonra yapılan serbest seçimlerle iktidara gelen Ennahda Partisi tarafından hazırlanan yeni anayasa taslağında, “Kadınlar erkeklerin tamamlayıcısıdır”ifa-desi ile kadınlar bir kez daha sokaklara döküldü. Aslında, Tunus’ta diktatörlük yıkıldığından beri kadınlar İslami bir partinin iktidara gelmesiyle haklarının ellerinden alınacağını ifade ederek sık sık gösteriler düzenliyorlardı. 1956 yılında kabul edilen Kişisel Statü Yasası ile en modern Arap ülkelerinden biri olarak anılan Tunus’ta kadınlar geleceklerinden tedirginler. Geçen sene Kasım ayında Ennahda’nın yönetimi ele geçirmesinin hemen ardından Selefi öğren-ciler, üniversitedeki 3 kadın öğretmene saldırmışlardı. Ardından kadınlar bir gösteri yaparak, aşırı muhafazakâr hareketin kendini gösterme-ye başladığını ve bunun en çok kadınları etki-leyeceğini söylemişlerdi. Keza çok geçmeden Ennahda’nın çıkaracağı anayasa ile birlikte ka-dınlara yönelik baskı politikası kendisini göster-meye başladı. Anayasa’da “kadın haklarının korunması adına kadın, aile içindeki erkeğe tamamlayıcılık unsu-ru gösterip, ülkenin gelişiminde erkeğin ortağı olur” ibaresini koyan iktidar partisine karşılık olarak, 13 Ağustos’ta binlerce kadın sokaklara çıktı. Kadınlar, ”Ghannouchi defol, Tunus kadın-ları güçlüdür”, “Haklarıma Dokunma” yazılı pan-kartlarla gösteri düzenledi. Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin ardından patlak veren çatışmalarda kadınlar yine savaşın ve militarizmin acımasızlığına maruz bırakılarak tecavüze uğramış, aşağılanmış, aileleri öldürülerek acılara boğulmuşlardır. Şimdi aynı senaryo Suriye’de oynanmakta iken, savaşın mağduri-yetini en derin yaşayan kadınlar için iktidarlar tarafından reva görülen tecavüz, şiddet ve ölüm kendini Tunus topraklarında da göstermektedir.