Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1857’den bu yana sürüyor özgürlük mücadelemiz.
Daha iyi çalışma koşulları istediğimiz için, bedenlerimizin özgürlüğünü istediğimiz için yıllarca erkekler ve devletler tarafından baskı altına alındık, yok sayıldık, öldürüldük…
Yaşadığımız coğrafyada süren savaşın tüm vahşetine maruz kaldık, kalıyoruz. Kardeş kanı dökmenin böylesine kanıksatıldığı, savaşın meşrulaştırıldığı, katliamların normalleştirildiği bu coğrafyada biz kadınlara dayatılan tek kimliğin ölüm olduğunu görüyoruz. Ailede, okulda, evde, sokakta, hayatlarımızın her alanında erkek egemen sistem ve onu var eden yasalar tarafından yok sayılıyoruz, tacize-tecavüze maruz kalıyoruz, iktidarlar tarafından hapsediliyoruz. Cinsiyetçi politikalardan, militarist söylemlerden beslenen bu toplumsal ahlakın varlığını iliklerimize kadar hissediyoruz. Hayatlarımızı çalan militarist kültürü, bize dayatılan cinsiyetçi ahlakı, iktidarın tüm biçimlerini reddediyoruz. Reddederek özgürleşiyoruz. Savaşların olmadığı, özgür bir dünyanın tahayyülünü yüreklerimizde taşıyoruz ve bu dünyayı yaratmak için mücadele ediyoruz.
Hayatlarımız çalınmadan, hayallerimizi buluşturuyoruz.
Özgür bir dünya için verdiğimiz mücadelenin ruhuyla tüm kadınları selamlıyoruz.
Vicdani Retçi Kadınlar