Duvarların ardından seslerini duyurabilmek için Hendek Açık Hapishanesi’nden gazetemize ulaşan 100 kadın tutsağın korona krizinde yaşadıklarını ve hapishane koşullarını sizlerle paylaşıyoruz. Sakarya’da bulunan Hendek Açık Hapishanesi…
Kategori: Röportaj
8 Mart yaklaşırken direnişin en güzelini ziyaret ettik. Sendikalı oldukları için işten çıkarılan ve 283 gündür patrona karşı direnen Flormar işçisi kadınlarla bir araya geldik;…
Yunanistan’daki Anarşist Politik Organizasyon’dan (APO) kadınlar tarafından iki yıl önce kurulan Ataerki Karşıtı Grup Ocak ayında Kadıköy 26A Mor Atölye’nin davetiyle İstanbul’daydı. APO bileşeni beş…
Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 17. sayısından alınmıştır.
“xanim dikşine wek dayika min Kurdistan
mêr û zarok xeçel bûne weke kurdan”
“hanımım Kürdistan gibi acı çekmektesin
erkekler ve çocuklarsa Kürtler gibi ‘utanç’ içinde”
Batman’ın Sason Köyü’nde, henüz çocukken köy yakmalarla, köy boşaltmalarla, OHAL’lerle, devletle ve devletin adaletiyle tanışmış Mülkiye Demir Kılınç, ailesine deyimiyle Zeyno. Devletin dayattığı koruculuğu reddeden ailesine, “terör”e yardım ediyorlar iddiasıyla başlayan baskılar giderek artmış. Bir bayram sabahı, kahvaltı sofrasındayken basılmış evleri asker tarafında.Teypte çalan “xanima min” bahane olmuş, tüm aileyi gözaltına almış askerler. Abisiyle babasından günlerce haber gelmemiş. Sonrası malum, dayaktan perişan bir şekilde serbest bırakılmışlar…
Aylık Anarşist Meydan Gazetesi, sokakları kara mora boyayan Anarşist Kadınlarla mücadeleleri üzerine bir röportaj gerçekleştirdi.Saliha Gündüz: Öncelikle merhaba. Anarşist kadınlara aynı gibi görünen farklı iki türlü…
Anarşist Kadınların paylaşma ve dayanışmayı örmek amacıyla açmış oldukları ve Kadıköylü gençlerin buluşma noktası olmaya başlayan 26A Sahaf’ın Kadıköy gazetesindeki haberi aşağıdadır;
Kitap sahaflarının bir bir kapandığı şu günlerde, dostluk ve dayanışmayı kitaplarla örmeyi amaçlayan bir grup genç kadın, Caferağa’da 26A Sahaf’ı açtı.
Semra ÇELEBİ
Kadıköy Caferağa Mahallesi’nde hemen Caferağa Spor Salonu’nun yan sokağında çok yeni bir sahaf açıldı. Kırmızıya boyanmış demirleri, önündeki renk renk çiçekleri ve her geleni kapıda karşılayan köpeği Pati ile farklı bir sahaf görünümünde bu yer. Dış görünümü kadar iç işleyişi de sıra dışı. Taksim’de yıllardır faaliyette olan 26A Kafe’nin devamı niteliğinde olan 26A Sahaf, patron ve işçi ayrımının olmadığı, herkesin gönüllülük temelinde, yapabildiği ölçüde katkı sunduğu kolektif bir paylaşım ve dayanışma alanı.
Anarşist kadınlar, 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde Dolmabahçe’de vicdani retlerini Kürtçe, Gürcüce ve Türkçe yaptılar: “Ku derya jiyana me be girtin, dive xeyalen me were ba hev. Tsxovreba udovkargveli şevaxvedrot otsnebi. Hayatlarımız çalınmadan, hayallerimiz buluşmalı.”
Onların da vicdani retlerini açıklamasıyla Türkiye’deki kadın vicdani retçi sayısı 37’ye, toplam sayı ise 134’e çıktı.
Türkiye’de vicdani ret meselesi, askerliği ‘vicdanen reddeden’ ve takiben ‘asker kaçağı’ sayılan erkeklerle anılıyor aslında. Ama ilk kez bir kadının vicdani reddini açıkladığı 2004’ten beri, kadınlar da davanın bir parçası.
Nevin Berktaş, 12 Eylülden bu yana en uzun süre hapishanede yatan kadın mahkum. Nevin Berktaş 6 yıl fazla yatırılmış ve Avukatı, bu ‘hata’yı fark etmeseymiş bir buçuk sene daha yatacakmış. İnsan öldürme, hırsızlık ve benzeri suçlar işlemediğini az çok tahmin ediyorsunuzdur. Kendisi devrimci, suçu da devrimcilik.
Berktaş’ın, yattığı 22 sene içerisinde 12 Eylül sonrası var, ‘84,’96 ve 2000’lerdeki ölüm oruçları var. 22 sene böyle bir 22 sene yani…
Nevin Berktaş “paşa paşa” yatması icap ederken, tutmuş başına gelenleri, 12 Eylül işkencelerini, direnişlerini aktaran; F tipleri ile devletin ne yapmayı tasarladığını anlatan bir kitap yazmış. ‘İnancın Sınandığı Zor Mekânlar: Hücreler’ isimli kitabını bitirmesinden bir kaç ay sonra 19 Ocak cezaevi operasyonları olmuş. Bir nevi kitabı, kehanetinin içine doğmuş. Hikaye burada bitmediği gibi belki yeni başlıyor. Nevin Berktaş 12 Eylülle hesaplaşmak için koskocaman bir referandum yapan iktidarın döneminde, 12 Eylülün meziyetlerini anlatan kitabı nedeniyle yargılanır. 6 yıl alacaklı olmasına rağmen tekrar cezaevine girer. Allah’tan büyük bir kamuoyu tepkisi ortaya çıkar ki 6 ay sonra alel acele çıkartılır dışarı. Hâlâ kitabın cezasını alacaklı olduğu altı yıldan düşürmeye çalışıyor avukatları.