Vicdani red kavramı dar anlamıyla zorunlu askerliği red olarak tanımlanır ve bir sivil itaatsizlik eylemidir. Zorunlu askerliğin hala uygulamada olduğu ülkelerde çoğunlukla bu hizmet erkeklere yöneliktir. Kadınların zorunlu askerliğe tabii olduğu ülkeler de vardır lakin sayıca azdır. Türkiye’de ise kadınlar zorunlu askerliğe tabii olmadıkları halde vicdani retlerini açıklamaktadırlar.
Vicdani reddin bir sivil itaatsizlik eylemi olması unsurundan dolayı ret deklerasyonların sonucunda zorunlu askerlik yükümlülüğü bulunan vicdani retçi erkekler hayatlarının huzurla devamına dair ciddi bir risk almış olurlar. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Murat Ülke davasında verdiği vicdani ret konusunda yasal bir düzenlemeye gidilmesi kararını hala hayata geçirmemiş olmasından dolayı da süren durum erkek retçilerin açıklamalarından sonra askere çağrıldıklarında ve gitmediklerinde kaçak pozisyonuna düşürülmeleridir. Bu durum hayatlarının sonuna kadar belirsiz bir şekilde sürer, seyahat etme özgürlüğünden mahrum kalırlar, yasal herhangi bir bürokratik prosedür işlemlerini yapamaz hale gelirler, mahkemenin tabiriyle sivil bir ölüm yaşarlar. Gerek insan kaynağı gerek maddi kaynak bakımından cezaevi süreci yaşayan vicdani retçilerle dayanışma gösterilmeye çalışılır.
Türkiye’de vicdani redde ilişkin resim böyleyken kadın açıklamaları bu resmin neresinde oturuyor biraz bakmaya çalışacağım.
Kategori: Gündem
Ankara’nın Anarşist kadınları seslendi; Özgürlüğe, özgürleşmeye birlikte ama hep birlikte!
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Ankara’da da kutlandı. Ankara Kadın Platformunun düzenlemiş olduğu eyleme yaklaşık 600 eylemci kadın katıldı. Ankara Anarşi İnisiyatifi de oradaydı. Yoğun kar yağışına rağmen , eylem daha önce kararlaştırıldığı gibi saat 12:00’da Kolej kavşağından başladı ve eylemci kadınlar SSK İşhanı’nın önüne kadar yürüdüler. Eylemde kadına karşı şiddete, kadın cinayetlerine , tacize, tecavüze ve cinsiyetçiliğe değinildi. Birçok farklı kadın örgütünden kadınlar hep beraber halay çekip, günü kutladı. Her yaştan kadınlar, kendi renkleriyle alanlardaydı.
“Medyanın Fantezisi Lezbiyen Cinayetlerinin Üstünü Örtmemektedir!”
Kaos GL Derneği yaptığı açıklamada, “Kadına ve LGBT bireylere yönelik şiddet yeterince cezalandırılmadığı, katil erkeklerin sudan gerekçeleri haksız tahrik olarak kabul edilerek cezaları indirildiği” için kadına ve LGBT bireylere yönelik şiddetin son bulmayacağı belirtildi.
“Namus”, “ters ilişki teklifi”nden sonra “lezbiyen ilişki” erkeklerin öldürmek için yeni bahanesi oldu.
8 Mart Dünya Kadınlar gününden bir gün önce, “lezbiyen ilişki yaşadığı” gerekçesi ile eski erkek arkadaşı olduğunu iddia eden bir erkek tarafından bir kadının öldürülmesi üzerine Kaos GL bir açıklama yaptı.
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, yazılı açıklamasında kadın erkek eşitliğini ‘safsata’ olarak nitelendirerek, kadınları feminist yapma gayretleri için de “Bazı kadınlar, bu gayretlerle kartala özenen papağan durumuna düşmüşlerdir” dedi.
Dünya Kadınlar Günü mesajında “Eşitlik bir safsatadır. Fiş prize eşit değildir… ” dedi. Özgenç, feministlerin eşitlik hayalinden vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. İşte Özgenç’in saçma sapan açıklamalarından bazı bölümler:
“Eşitliği sağlamak imkansız”
Küçük yaştaki kıza cinsel istismarda bulunduğu için 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Üzmez, davanın Yargıtay süreci ve tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye edildi.
Bursa’da 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay tarafından bozulan Hüseyin Üzmez (80), ikinci kez yargılandığı davada yine aynı cezayı aldı.
Karar aşamasına gelen yargılamayı bugünkü duruşmada tamamlayan Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay sürecini ve cezaevinde kaldığı süreyi dikkate alarak Üzmez’in tahliyesini kararlaştırdı.
Son savunması sırasında mahkeme heyetine “Sizi seviyorum. Bunu da size ‘yalakalık olsun’ diye söylemiyorum. Hazırlamış olduğunuz 360 sayfalık beraat kararı için sizi kutluyorum” diyen Üzmez, tahliye kararının ardından gazetecilere de “Allah’a şükürler olsun. Beni bundan sonra gazete ve televizyonlarda bol bol izlersiniz” diye seslendi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde vicdani reddini açıklayan kadın arkadaşımız’in vicdani ret metni şöyle:
“Bir zamanlar hikâyeler anlatırdık biz birbirimize, her gece ateş başlarında. Ninelerimizden, ozanlardan duyduğumuz, o ninelerin, ozanların da başka ninelerden, başka ozanlardan dinlemiş olduğu renk renk, dil dil, kutsal olan hayata dair hikâyeler. Yaşamın kaynağı olan ve bizlerde cisim bulan Kutsal Ana’nın hikâyelerini.
Bugünse, hikâyeleri sevdiğimizi bilen kötülüğün suretleri, ırkçılıktan, savaş çığırtkanlığından hâsıl, açgözlülüğü, bencilliği, düşmanlığı salık veren yalanlar, sözde hikâyeler anlatıyorlar bize karanlık bir kutudan, her sabah her gece…
5 Mart Cumartesi günü Kadıköy’de yapılan Dünya Kadınlar Günü mitingine Anarşist Kadınlar olarak ‘Devletten dilenme, İsyanla Özgürlüğe’ yazan pwordpressrtımız, kara mor bayraklarımız, halayımız, horonumuz ve isyan çığlıklarımızla katıldık.
Yürüyüş esnasında ‘”İsyan Devrim Anarşi, Ne Mutfağa Ne Fabrikaya Bütün Kadınlar Sokaklara, Kadınlar Sokakta Anarşiyle İsyanda, 8 Mart Bir Gündür Hergün Bizimdir, Devrim Yapılmaz Satın Alınmaz Ya Ruhumuzda Ya Hiçbiryerde” sloganları ile birlikte, erkek egemen sisteme, cinsiyetçiliğe, homofobiye, kapitalizme, iktidarlara ve tüm devletlere karşı geleneksel isyan koşumuzu gerçekliştirdik.
Bunun ardından Anarşist Kadınlar olarak çıkarttığımız “Fevkalade Tehlikeli” fanzinin dağıtımı gerçekleştirildi.
Sadece bir gün değil tüm günler kadınlarındır. Ve bizler her gün yüreklerimizdeki isyanı sokaklara taşımalı, özgürlük için, adalet için, iktidarın ve mülkiyetin olmadığı paylaşma ve dayanışmanın olduğu bir dünya için isyan çığlıklarımızı yükseltmeliyiz.
KADINLAR SOKAKTA, ANARŞİYLE İSYANDA!
Anarşist kadınların hazırlamış olduğu “Fevkalade Tehlikeli” Fanzin’in ilk sayısı çıktı. Fanzin, tarih boyunca efendilerin ve “erk-ek” kültürün korkulu rüyası olan kadınların fevkalede tehlikesini yansıtmayı ve…
“Şimdi suskun olan yığınlar Okyanus gibi gürlediğinde; Yığınlar ölmeye hazır olduğunda Komün tekrar ayaklanacak. Sayılamayacak bir kalabalık olarak geleceğiz Bütün yollardan geleceğiz Ve karanlıklardan sıyrılan…