Daha çocukken tanışıyoruz devletin adaletsizliğiyle. Kimimiz NÇ. gibi mahkemelerde, kimimiz Ceylan gibi bir havan topunda… Ve her geçen gün, başka bir şekliyle görüyoruz adaletsizliği; bazen bir tekstil atölyesinde, bazen bir hastanede sırasında ve plastik cerrahi üzerine, bazen bir sokak ortasında ya da ödenemeyen bir faturada. Yaşamlarımız yok sayıla sayıla yaşamaya ve ölmeye mahkum edilirken, adaleti dilenmeye, ‘erk’ek devletin ‘erk’ek mahkemelerinden talep etmeye zorlanıyoruz. Ancak biliyoruz; bizleri yok sayanlara, yaşamlarımızı çalanlara karşı özgürlüğümüz kendi ellerimizde, omuz omuza büyüttüğümüz mücadelemizde.
Bugün bizim hayatlarımızı yok sayanlar, adalet için mücadele edenleri tarih boyunca susturmaya çalıştılar. 1857’de çalışma koşullarına karşı direnenleri tekstil fabrikalarında ateşe verdiler; 1886’da “günde 8 saat” diyenlerin üzerine Haymarket’ te ateş açtılar… Ancak tüm kolluk kuvvetleriyle bu adalet haykırışlarının karşısına dikilenler, ne oradaki kıvılcımı ezebildiler ne de bizde saklı olan ateşi söndürebildiler.
Bizler Anarşist Kadınlar olarak, meydanları kapatarak bizleri yıldırabileceklerini, susturabileceklerini, sananlara karşı geçtiğimiz yıllarda ve Gezi direnişinde de olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da sokaklarda olacağız. Yok sayılan hayatlarımız için, tacize/tecavüze karşı mücadele etmek için, devlet eliyle katledilen kardeşlerimiz için, görmezden gelinen emeğimiz için 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız.
Hayatlarımızı elimize almak için, özgürlüğümüz için, adalet için tüm kadınları 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırıyoruz.
Hayatlarımız Çalınmadan Hayallerimiz Buluşmalı!
Anarşist Kadınlar