Maria Lacerda de Moura 16 Mayıs 1887’de Brezilya’da doğdu. Kilise karşıtı düşüncelerini oluşturan ailesinin ona kattıkları özgür düşünce ve halk eğitimiydi. Maria bir öğretmen, bir yazar, bir gazeteci, bir mimar, bir şairdi. “Anarşizm” demediği zamanlarda bile, onun neyden bahsettiğini anlardınız. Her şeyini içine kattığı anarşizm inancı, ona göre “insanlığın kurtuluşunun parıltısıydı”.
Mücadeleyle tanışmasının ardından, eylemlerini destekleyen yoldaşı Carlos Ferreira de Moura ile evlendi.
1915’te bir kız çocuğu doğurdu ve kardeşinin oğlunu evlatlık aldılar. Bu sırada Maria kendisini tamamıyla mücadeleye adadı ve özgür dersler vermeye başladı. Bu deneyimlerinin ardından eğitimin insanın kişiliğini şekillendirdiği, kendi değerlerinden ve kimliğinden vazgeçmesi için zorladığını, davranışları terbiye ettiği kanaatine vardı. Farkına vardı ki; eğer dünyayı değiştirmek istiyorsa yalnız cehaletle mücadele etmek yetmez, sosyal devrimi yaratmak gerekiyordu.
1918’de toplumsal sorunları aşacak bir özgür eğitim çalışmasına girişti ve yazarlığa ilk adım olarak eğitim üzerine kitabını yazdı.
Sao Paulo’da Enternasyonal Kadın Federasyonu’nu ve savaş karşıtı kadınları kurdu. Buradaki bütün kadınlar eylemlerini bu bölgede örgütlüyor ve kadın direnişinin kazanmasını amaç olarak görüyordu.
Maria Lacerda de Moura 20 Mart 1944’te henüz 54 yaşındayken yaşamını yitirdi.
“Bir erkek, kadın özgürlüğü fikrini sevebilir fakat bunun pratiğinden hoşlanmaz. Sonuç olarak, başka kadınların özgürlüğünü isteyebilir, ama kendi karısını eve kilitler.”
İlk Yorumu Siz Yapın