Tam adıyla Fanya Anisimovna Baron, 1887 yılında Rus İmparatorluğu’na bağlı Litvanya’nın Vilnius bölgesinde dünyaya geldi. O günlerde fırıncılık yapan anarşist Aaron Baron’la hayatını birleştirdi ve ABD’ye taşındı. Fanya’nın ailesi örgütlü bir aileydi, kardeşleri Chicago işçi hareketi içerisinde aktif isimlerdi. Fanya, ABD’ye gittiğinde Aaron ile birlikte Lucy Parsons’un aylık anarşist gazetesi The Alarm için yazılar yazmaya başladı. Burada Lucy Parsons ve Aaron Baron’la birlikte açlık grevleri de dahil birçok eylem örgütledi.
Sonrasında devrimci mücadelenin yükselmekte olduğu Rusya’ya geri döndü. Ukrayna’da çalışmalarını yürüten Nabat Konfederasyonu’na katıldı. Volin ve Peter Arşinov’la birlikte Mahnovist Hareket’in Kültür ve Eğitim Birliği’ni örgütledi. 1920 yılında anarşistlere yönelik gerçekleştirilen ÇEKA baskınlarında yoldaşlarıyla birlikte gözaltına alındı. Sadece Bolşevikler’e muhalefet ettiği için 13 yoldaşıyla beraber hiçbir yargılama süreci olmadan Tagwordpress zindanına atıldı.
1921 baharında Ryazan hapishanesindeydi. 10 Temmuz günü dokuz yoldaşıyla beraber “Underground Anarchists” isimli gizli bir anarşist grubun yardımıyla hapisten kaçtı. Aaron’un Bolşevik kardeşinin ihbarıyla yakalandı. 29 Eylül 1921 tarihinde ÇEKA subayları tarafından “Sovyet karşıtı eylemleri” gerekçesiyle vurularak katledildi.
Emma Goldman “Rusya’daki Hayal Kırıklığım” adlı broşüründe ondan şöyle bahsediyor; “Fanya, insanlıkla kutsanmış bir rus kadınıydı. Amerika’dayken bütün zamanını ve fabrikada çalışarak kazandığı üç kuruş parayı anarşist propagandaya ayırdı. Büyük kalpli kadın, hayatını toplumsal devrime adadı ve devrimin koruyucusu gibi davranan insanlar tarafından katledildi.”
İlk Yorumu Siz Yapın