"Enter"a basıp içeriğe geçin

Anarşist Kadınlar

Kadınlar Mücadeleye Çağırıyor

womensprotestDünyanın bir ucundan bir ucuna ezilen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna direnen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna dayanışmayı yükseltecek olan kadın. Meydan Gazetesi olarak, dünyadaki ve coğrafyamızdaki anarşist örgütlerden kadınların, kadın mücadelesi ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü üzerine yazdıkları ve bizlerle paylaştıkları dayanışma mesajlarını, biz de sizlerle paylaşıyoruz.

Esir Modası

bilezik
Yıllardır bildiğimiz, son zamanlarda da sıkça adını duyduğumuz bir kelime ‘’moda’’. En yeni trendler, sezonda ki popüler renkler, bu sene en çok kullanılan ayakkabılar, şortlar, ceketler vb. moda adı altında karşımıza çıkan kavramlar. Modanın bize sunduğu ürünler ise hızla hayatımıza yerleşmiş durumda. Kapitalizm tabiî ki bu durumdan beslenerek her gün her saat moda kavramını zihnimize yerleştirmek için çalışıyor. Önceleri indirim reklamlarını karşımıza çıkabilecek her panoya koyarken şimdiler de yeni bir yol buluyor.
Yeni yolun adı ‘Blog yazarlığı’. Bir blog yazarı yeterli takipçiye ulaştıktan sonra sürekli olarak kapitalizmin kadınlar için tasarladığı ürünlerin tanıtımını yapıyor. Çok ünlü markaların yanı sıra markası olmayan fakat bir başka kadının emeği ile yapılmış ürünler de tanıtılıyor. Yani blog yazarlarının kapitalizmin güzelliğine son derece kapılmış olduklarını söyleyebiliriz. Biraz bu bloglara göz attığınızda ise sadece elbiseler, ceketler vb görmüyorsunuz. Ataerkil bir ürünle de karşılaşabilirsiniz. Mesela son günlerde moda bloglarında oldukça rastlayabileceğiniz ve çoğu kadının tercih ettiği Cartier markasının Love isimli bileziği.

Paris Komünü’nde bir anarşist feminist: Nathalie Lemel

lemel
Nathalie Lemel 1871’de Paris Komünü’ne katılmış militan bir anarşist ve bir feministir. Komünün dağılmasından sonra “Komünün Kızıl Bakiresi” olarak anılan Louise Michel ile birlikte Fransız sömürgesi olan Yeni Kaledonya’ya sürülmüştür.

Nathalie Lemel 26 Ağustos 1827 tarihinde Brest’te dünyaya geldi. 12 yaşına kadar öğrenim gördükten sonra kitap ciltçisi olarak hayatını sürdürmeye başladı. 1845 yılında kendisi gibi ciltçi olan Jerome Lemel ile evlendi ve üç çocukları oldu. 1849 yılında yeni bir kitapçı açmak için Quimper’e geldiler. Ancak kitapçıyı 1861 yılına kadar sürdürebildiler. Jerome’nin içkiye aşırı düşkünlüğü yüzünden iflas ettikleri zaman Nathalie eşini terk etti ve üç çocuğunu da alarak Paris’te iş bulabilmek için yola koyuldu.

Hayatlarımızı Elimize Almak için 1 Mayıs’ta Taksim’e!

ÇAĞRI
Daha çocukken tanışıyoruz devletin adaletsizliğiyle. Kimimiz NÇ. gibi mahkemelerde, kimimiz Ceylan gibi bir havan topunda… Ve her geçen gün, başka bir şekliyle görüyoruz adaletsizliği; bazen bir tekstil atölyesinde, bazen bir hastanede sırasında ve plastik cerrahi üzerine, bazen bir sokak ortasında ya da ödenemeyen bir faturada. Yaşamlarımız yok sayıla sayıla yaşamaya ve ölmeye mahkum edilirken, adaleti dilenmeye, ‘erk’ek devletin ‘erk’ek mahkemelerinden talep etmeye zorlanıyoruz. Ancak biliyoruz; bizleri yok sayanlara, yaşamlarımızı çalanlara karşı özgürlüğümüz kendi ellerimizde, omuz omuza büyüttüğümüz mücadelemizde.

6 Aylık İkizlere 25 Ay Hapis

OzgurLorin1

Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 17. sayısından alınmıştır.

“xanim dikşine wek dayika min Kurdistan

mêr û zarok xeçel bûne weke kurdan”

“hanımım Kürdistan gibi acı çekmektesin

erkekler ve çocuklarsa Kürtler gibi ‘utanç’ içinde”

Batman’ın Sason Köyü’nde, henüz çocukken köy yakmalarla, köy bo­şaltmalarla, OHAL’lerle, devletle ve devletin adaletiyle tanışmış Mülkiye Demir Kılınç, ailesine deyimiyle Zey­no. Devletin dayattığı koruculuğu reddeden ailesine, “terör”e yardım ediyorlar iddiasıyla başlayan baskı­lar giderek artmış. Bir bayram sa­bahı, kahvaltı sofrasındayken basıl­mış evleri asker tarafında.Teypte çalan “xanima min” bahane olmuş, tüm aileyi gözaltına almış askerler. Abisiyle babasından günlerce haber gelmemiş. Sonrası malum, dayak­tan perişan bir şekilde serbest bıra­kılmışlar…