"Enter"a basıp içeriğe geçin

Anarşist Kadınlar

Ali Bulaç Yine Saçmaladı: “Kadınlar Çalıştığı İçin Erkekler Öldürüyor”

Kendisini sosyolog ve İslam düşünürü olarak tanıtan Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç yine kendisine yakışır bir açıklama yaptı: “Kadınlar çalıştığı için erkek fıtri (yaradılış) rolünü kaybedip vahşi cinayetlere sürükleniyor” diyen Bulaç, “Kadının birinci görevi annelik ve ev hanımlığıdır. Kapitalist piyasa kadını ev dışına çıkarıyor, ev hanımlığını itibarsızlaştırıyor. Erkek kışkırtılmış kadınla evlenmek istemiyor. Olan kadına oluyor. Yüz binlercesi iş, aş peşinde, yalnız.” diyerek yeni bir saçmalığa daha imzasını attı.

Ama Ali Bulaç’ın bu sözlerini kafa karışıklığından çok daha öte yorumlamak gerek. Çünkü Ali Bulaç bu ayrımcılığı ve alçaklığı, bir ideoloji olarak ‘sosyolog’ kisvesi altına bürünerek yapıyor.

Tecavüze Beraat!

Diyarbakır’da ahırda asılı bulunan ve akrabalarının 3 oğlu tarafından tecavüze uğradıktan sonra öldürüldüğü ihtimali üzerinde durulan Havva Erdoğan’ın ölümüyle ilgili “suça azmettirmek” suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Abdurrahman Erdoğan, beraat etti.

Havva Erdoğan 29 Nisan 2009 tarihinde evinin ahırında asılmış olarak bulundu. Genç kadına yapılan otopside, öldürülmeden 1 ila 5 gün öncesinde tecavüze uğradığı tespit edildi.Raporun ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında genç kadının, akrabası Abdurrahman Erdoğan’ın çocukları Mehmet Erdoğan, Hüseyin Erdoğan ve 16 yaşındaki V.E. kardeşlerin tecavüzüne uğradığı belirlendi. Savcılık, genç kadının tecavüze uğradıktan sonra “intihar” süsü verilerek öldürüldüğünü tespit etti.

8 Mart’ı kutlamaya 35 yıl hapis

Mersin’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yürüyüşü organize eden 8 Mart Tertip Komitesi Üyesi 7 kadın hakkında toplam 35 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Yürüyüşte polisin tacizine uğrayan kadınların yaptıkları suç duyurusu ise takipsizlikle sonuçlandı.

Hemen hemen her eylem ve etkinliğin davalık veya yasak olduğu Mersin’de kadın eylem ve etkinlikleri de ‘suç’ kapsamında… Bu yılın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Mersin’de düzenlenen yürüyüşle ilgili 7 kadın hakkında ‘Gösteri ve Yürüyüş Kanununa Muhalefet’ suçlamasıyla dava açıldı.

içeride dışarıda yanyanayız


25 Kasım Kadın Platformu, kadına yönelik şiddete Karşı Bakırköy Cezaevi önünde kadın tutsaklarla dayanışmak için basın açıklaması yaptı.

“Erkek devlet şiddetine karşı yaşasın kadın dayanışması” yazılı pwordpressrt açan kadınlar, zılgıtlar atarak Cezaevi önüne geldiklerinde, ellerindeki kırmızı karanfilleri cezaevi içerisine attılar.

Kadına yönelik şiddetle savaş protokolü

2012 senesinin Şubat ayında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in isteği üzerine, kışlalarda söylenen “Ay Akşamdan Işığıdır” türküsünün kadını aşağıladığı belirtilerek, söylenmesi yasaklanmıştı. Fatma Şahin’in bu isteğinden iki ay sonra, Nisan ayında ise, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı arasında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele kapsamında bir protokol imzalandı. Protokole göre, er ve erbaşlardan astsubay ve subaylara kadar yaklaşık 500.000 TSK mensubu, kadına yönelik şiddetle mücadele derslerine katılacak.

Yaşamak için şiddeti terketmeliyiz

Ayşe Paşalı kocası tarafından defalarca tecavüze ve şiddete uğradı. “Kocam beni öldürecek” diyerek şikayetçi oldu ancak devlet her defasında kocayı bıraktı. Sokak ortasında kocası önce bıçakladı sonra kimseyi yanına yaklaştırmadı. Ayşe, kırkbeş dakika boyunca kendisini izleyen gözlerin önünde öldü. Seni unutmayacağız ve katilleri asla affetmeyeceğiz.

Bağır herkes duysun…

‘Birgün kocamdan dayak yedim ve hiç sesim çıkmadı bir daha olmaz diye umuyordum ama bir değil iki değil, dayak gün geçtikçe artmaya devam etti’ diyebilmeyi isteyen milyonlarca kadının iç sesi olalım. Birgün tüm kadınların şiddete karşı bağıracaklarını umarak herkesin duyması gereken bu şiddeti tanıyalım biraz.
Kadın; her alanda şiddetle iç içe, yüz yüze…

Kadınlar özellikle ev içinde, okulda, iş hayatında ve hayatın hemen her alanında fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz bırakılıyorlar. Nerdeyse her üç kadından biri şiddet görüyor. Kadına yönelik şiddet çoğunlukla ev içinde kendini gösteriyor. Kadın türlü bahanelerle yemek yapamamaktan tutun, çok para harcamışsın, annene niye gittin eve niye geç geldine kadar sudan sebeplerle yaratılan şiddet ortamıyla yüzleşiyor. Ona niye baktın, bunu niye giydin denilerek, bazen bir tokat, bazen bir küfür, bazen de ölüm oluyor bu şiddetin sonuçları. Bu şiddetin doğrudan uygulayıcıları erkekler. Yani babamız, erkek kardeşimiz, eşimiz, sevgilimiz ve çevremizdeki diğer erkekler.